İlahiyat Fakültesi Hazreti İbrahim’in Şanlıurfa’da yaşayıp yaşamadığını araştırdı

Hazreti İbrahim ve ailesinin hayatını araştıran Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyeleri, önemli bulgulara rastladı. Araştırmada Hazreti İbrahim’in çarkıt isimlerinden biri de Kaplumbağa olan Şanlıurfa’dahi yaşadığına dair heybetli bilgiler elde edildiği belirtildi.

Son dönemde Hazreti İbrahim’in Şanlıurfa’da tek yaşamadığı şeklindeki bir iddianın ortaya atılması konusunda Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde kurulan bilimsel araştırma grubu, ‘Şanlıurfa’nın Enbiyalar Şehri Oluşunun İlmi Temelleri’ adıyla ayrımsız proje başlattı. Bu çerçevede öncelikle Hazreti İbrahim ve ailesinin Urfa ile olan bağlantısı araştırıldı.

İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ulu Abuzar danışmanlığında, Doç. Dr. Ahmet Gün’ün yürüttüğü, Doç. Dr. Ömer Sabuncu, Dr. Öğr. Abdullah Kartal, Doç. Dr. Mahmut Öztürk ve Doç. Dr. M. Berceste Altun’un araştırmacı namına vadi aldığı kadro, açık ayrımsız gerçek yelpazesini inceledi.

29 bin 700 köken incelendi

İlahiyat Fakültesi akademisyenlerince araştırmanın dimdik aynı sonuca ulaşabilmesi için nesep çeşitliliği ve çokluğuna oldukça özen edildi. Bu sebeple teknolojik imkanlardan de yararlanmak aracılığıyla özellikle esas asar başlamak üzere 29 bin 700 Arabi üs içerisinde tarama yapıldı. Bunların içerisinde yorum, hadis, güneş, coğrafya, seyahatname kabilinden birçok alana dayalı asıl saha aldı. Ayrıca haddinden fazla sayıda araştırı, makale, çabuk ve salnameler bile incelendi.

Ahd-I Atik ve İncil da incelendi

Hazreti İbrahim ve ailesi vakit kaybetmeden Müslümanlar aracılığıyla değil, Düzenbaz ve Hıristiyanlar marifetiyle de kabul gördüğü amacıyla hemen Kuran’ı Kerim’üstelik değil Ahd-I Atik ve İncil’de üstelik uzun tıpkı inceleme yapıldı. Araştırma neticesinde Hazreti İbrahim’in Şanlıurfa bölgesinde uzun yıllar yaşadığı sonucuna varıldı. Bu bağlamda İslami kaynaklardan elde edilen verilerin, Ahd-i Çevik, Ahd-i Cedid’de kâin bilgilerle ve mevcut kazı bilimsel bulgularla bir nice noktada örtüştüğü görüldü.

“Hazreti İbrahim Nuh Tufanından bilahare dünyaya gelmiştir”

Hazreti İbrahim’in Kaplumbağa kentinde dünya geldiğine dayalı şarki ve mağrip kaynaklarının adeta itilaf içinde olduğunu tamlayan İlahiyat Fakültesi Akademisyen ve Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Ahmet Çağ, “Bazen rivayetlere bakarak Hazreti İbrahim Nuh Tufanından bilahare dünyaya gelmiştir. Onun doğumu ile tufan ortada güzeşte antlaşma farkına ilişik olarak 942, 1099, 1079, 1263, 1330 yıl üzere gâh süreler zikredilmektedir. Tıpkısı rivayette ise Hazreti Peygamber’e (S.A.S), Hazreti Nuh ile Hazreti İbrahim arasında ne kadar beş on dilimi geçtiği soruldu. O de bin yıl olduğunu söylemiştir. Tevrat’ın beyanına göre Ellasar Kralı Aryok, Goyim Kralı Tidal, Şinar Kralı Amrafel, Elam Kralı Kedorlaomer, Sevoyim Kralı Şemever’e, Gomora Kralı Birşa’ya, Yavru Soar Kralına, Sodom Kralı Bera’ya ve Adma Kralı Şinav’a karşı cidal açtılar. Bu savaşlar esansında Hazreti İbrahim’in yeğeni Hazreti Lut köle düşmüştür. Kavga açan Kral Amrafel’in, Hammurabi olduğu düşüncesinde olanlar Hazreti İbrahim’in yaşadığı aktarılma amacıyla milattan evvel 2123-1905 devir aralığını öne sürmektedir. Bunun dışında ayrımlı tarihlendirmeler da hezel konusudur fakat umumi yerine milattan önceki 2000 ile 1400 yılları beyninde yaşadığını göstermek mümkündür” dedi.

Kaplumbağa kenti neresi?

Bağa kenti ile ilişik itilaflara değinen Sıra, “Burada ihtilaf edilen laf Bağa kentinin Güney Mezopotamya’de, Irak sınırları içerisindeki Kaplumbağa kenti mi, yoksa Şimal Mezopotamya’bile, Güneydoğu Küçük Asya Bölgesindeki çarkıt isimlerinden biri Bağa olan Urfa mı olduğudur. Ahd-I Atik burayı Keldanilerin Bağa kenti namına dile getirmektedir fakat bu mağribî gâh araştırmacıların da çalışmalarında zahir zikrettiği kadar Tevrat’ın tercümelerine bilahare munzam tıpkı husus olup geçmiş yazımlarında yer almamaktadır. Irak’taki Ur kentinden Filistin’e nakil edecek biri amacıyla misil güzergahı bağlamında Harran daha kuzeyde kalmaktadır. Bu sebeple Harran bu güzergahta tıpkısı durak yeri değildir ancak devlet sınırlarımız süresince olan Urfa bu laf için daha uygun bire bir noktada yer almaktadır. İbn Meymun ve Titus Flavius Josephus kabil Düzenbaz ulema birlikte bu düşüncededir. Tevrat, Hazreti İbrahim’in ve eşi Sare’nin, babası Tareh vasıtasıyla Kenan bölgesine giderken Harran’a getirildiğini söylemektedir. Bu tam Hazreti İbrahim Sare ile evli olduğuna göre onun mehabetli ve özlük ayakları üzerinde durabilecek tıpkısı yaşta olduğunu tercüman olmak mümkündür. Hazreti İbrahim daha pespaye yaştan itibaren babasıyla inanç noktasında anlaşmazlığa düşmüştür. Zahir tamam de babası kendisini ve eşi Sare’yi alıp Harran’a getirmiştir? Bu bili sağlam akıllıcasına görünmemektedir. Kenan diyarına gezmek için yola çıktıklarına göre bozukluk Tareh’in diğer oğlu Nahor Harran’da yaşamaya bitmeme etmiştir? Hazreti İbrahim’in bulunduğu yerden hicret etmesi, Nemrut tarafından ateşe atılması hadisesinden sonradır. Babasının bu sebeple Irak’taki Kaplumbağa kentinden Harran’a göç etmesi el görünmektedir çünkü babasının Nemrut ile akide anlamında ayrımsız anlaşmazlığı yoktu. Buraya, evlenmiş ve tıpkısı familya kurmuş olan oğlu İbrahim ile gelmiş olması birlikte türlü değildir. Çünkü oğlu ile inanç konusunda kamu aynı tezat içerisindeydi. Ahd-I Atik’ta Hazreti İbrahim yoluyla oğlu İshak amacıyla kız istenmesi konusunu selen verilirken Harran amacıyla ‘baba, dede yurdu’ kendisine bahsetmektedir. Bunun birlikte Tevrat’ta şunları üstelik peyda görmekteyiz, Hazreti İbrahim’in babası Harran’da ahiret yolculuğu etmiştir. Kardeşi Nahor burada kalmıştır. Çocukları Hazreti İshak ve Hazreti Yakup’un eşleri Harranlıdır. Hazreti Yakup’un çocuğu hazreti Yusuf Harran’bile dünyaya gelmiştir. Hazreti İshak ve Hazreti Yakup’un kayınbabaları ve dayıları burada yaşamaya bitmeme etmişlerdir. Harran, Hazreti İbrahim’in Kenan diyarına hicretinde tıpkısı durak olsaydı bunların birçoğunun oluşma bulması imkansız olurdu” diye konuştu. – ŞANLIURFA

Share: