Enkazdakilerin iri bölümünü birbirlerine sarılmış halde buldular

Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen depremlerin ardından Bitlis’ten zelzele bölgesine revan İnsan Türe ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Müzaheret Vakfı kontrol kurtarma ekibi, say yürüttükleri 7 binanın enkazından 51 kişiyi kurtardı.

İHH Bitlis Şubesi bünyesinde gönüllülerden oluşturulan 65 şahsiyet kol, depremden sonra AFAD koordinasyonunda Şanlıurfa ve Adıyaman’a gitti.

Diğer ekiplerle kontrol kurtarma çalışması yürüten gönüllüler, enkazdan 51 kişiyi salim çıkardı, 43 kişinin ise donmuş bedenine ulaştı.

Depremin evvel gününden 14 Şubat’ta büyüklüğünde enkazdakilere ulaşmak üzere çabalama gösteren gönüllüler, bu süreçte umutla yakınlarından marifet bekleyenlerle hüzünlendi, bir nice kişiyi kurtararak mutluluklarına eş oldu.

İHH Bitlis Kontrol Kurtarma Başkanı ve kol lideri Abidin Araboğa, AA muhabirine, depremin peşi sıra ekiplerle toplanma merkezinde tıpkısı araya gelerek AFAD koordinesinde bölgeye kavrama ettiklerini söyledi.

Önce Şanlıurfa’ya gittiklerini ve depresyon altındaki yaralıları çıkarmaya başladıklarını anlatan Araboğa, şöyle konuştu:

“Yaralılarımızı hızlıca çıkarmaya başladık. Katabolizma nazik olduğu üzere seçkin yere abat ulaşamadık. Daha çok müzaheret ve kadro istedik. Enkazda etkin sayımızı artırdık. Enkazda çalışırken etrafta ölüsü ve yaralısı olan vatandaşlar vardı. Yorulmadan işlemek zorundaydık, duygulanamazdık. Orada bizi bekleyenler, arkalama isteyenler var. Bize tıpkısı kurtarıcı gözüyle bakıyorlar. Çokça ölçüsüz yoruluyorduk ancak bir enerjik çıkardığımızda hep yorgunluğumuz gidiyordu. O zaman kendimize geliyorduk. On Paralık yorulmamış kadar yine hızlıca çalışıyorduk.”

“Çıkardığımız hep ayrıntılar, çocuklarımıza benziyordu”

Unutamayacağı hatırat yaşadığını, haddinden fazla iri acılara şehadet ettiğini aktaran Araboğa, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çıkardığımız hep kollar, çocuklarımıza benziyordu. Oyuncakları sanki çocuklarımızın evdeki oyuncaklarıydı. Onlara dokunduğumuzda neymiş çocuklarımıza dokunuyorduk. Sızlanmak istiyorduk ancak ağlayamıyorduk, zira etraftaki insanların bize ihtiyacı vardı. Enkazdan çıkarıp gönderdiğimiz 25 yaşlarındaki ayrımsız gencin telefonu çaldı, ‘annem’ yazıyordu. Orada ağlamamak türlü değildi. 7 periyot 24 saat çalışıyorduk. 3-4 gün neredeyse benzeri husus yemedik. Acıkmadığımızı sanıyorduk fakat 5. çağ aynı hayırseverin getirdiği yemeği yediğimizde o ant acıktığımızı anladık. Bilcümle amacımız ayrımsız cana henüz kavuşmaktı. İnsanların sarılması, sevinci ayrı bir önsezi.”

Araboğa, depremden dersler çıkardıklarını, çıktı eğitim, kadro ve ekipman sayısını artıracaklarını belirterek, muhtemel depremlerde daha faal oluşmak için çabalama göstereceklerini vurguladı.

Tatbikat ve eğitimlerin depremlere hazırlık için koskocaman olduğunun altını çizen Araboğa, “Enkazdan çıkardığımız insanların yüzdelik 80-90’ı birbirine sarılarak ölmüştü. Eninde böylelikle birbirine paylaşmak varsa, sarılmayı akıbet temel bırakmayalım. Gelişigüzel henüz güçlüysek, imkanımız ve zamanımız varken birbirimize sarılalım.” dedi.

“Büyüklük adına haddinden fazla büyük tıpkısı imtihan verdik”

Arama istirdat gönüllüsü Âlem Aytaş bile deprem sonrası Şanlıurfa’bile Katarakt Apartmanı enkazında çalışmaya başladıklarını, 20 kişinin olduğu binanın enkazından biri kız çocuğu kalkmak için 3 kişiyi salim çıkardıklarını söyledi.

Enkazda çalışırken irtibat beraberliğin hangi büyüklüğünde eke olduğunu gördüklerine dikkati çeken Aytaş, şunları kaydetti:

“Adıyaman’a geçip 9 eğik aynı binada çalışacaktık. Orada aileler bizi görünce, ‘Akrabamızı kurtarıncaya büyüklüğünde bize arkalama edecek misiniz?’ diye niteleyerek bizi sahiplendiler. Oradaki enkazı 3 günde bitirdikten bilahare ayrımlı alanlara geçtik. Benim izlenimim birlik beraberlikti. Arama kurtarma ekipleri, vatandaşlar ve birimlerle talih yerine çokça büyük tıpkı sınav verdik. Bundan kudretli çıktığımıza inanıyorum.

Hava sevimsiz olduğu üzere ailelerin kalacak yerlere ihtiyacı vardı. Bire Bir emanet yanımıza gelerek çadırını kurmamızı istedi. Biz birlikte çadırdan daha mehabetli işlerimizin olduğunu söyledik. O dirilik ağlayarak ‘Babam karışma 100 akrabamı kaybettik. Annem var. Binaya gidemiyoruz. Bu nedenle çadıra ihtiyacımız var.’ dedi. Tıpkısı canlıya yayılmak üzere 5 saat belki moloz ve enkazı kaldırıyoruz. Bilcümle yoruldum dediğimiz anda birinin akrabasını gördüğümüzde onların heyecanı ve isteğiyle say hissi oluşuyor.”

Gönüllülerden Recep Enerjik birlikte ” Türkiye’bile büyük bire bir kıran oldu. 11 şehre sirayet etmişti. Elimizden geldiğince havari olmaya çalıştık.” diye niteleyerek konuştu.

Share: