DEPREMDEN KURTULAN ANNE 10 YIL BILAHARE BEBEĞİNE KAVUŞTU

KAHRAMANMARAŞ’ta kıpırdak Lütfiye ve Mehmet Kuşat çifti, 10 yıllık evlilikleri boyunca biri 7 aylıkken asıl karnında, diğeri doğduktan 22 saat bilahare iki bebek kaybetti. Lütfiye Kuşat’ın üçüncü gebeliği ise 4 aylıkken düşükle sonuçlandı. Umudu kesen koşa, 9 ay ilk yeniden çağa sahibi olacaklarını öğrendi. Gebeliğinin son günlerine büyüklüğünde her şey yolundaydı ama 31 yaşındaki anne, bu misil bile doğumuna 3 aktarılma kaldığında; depremlere yakalandı. 13’üncü kattaki evlerinden sağ selamet çıkmayı başaran koşa, 18 saatlik metanetli bire bir yolculuk sonrası, birlik de Kahramanmaraş’ta doğumun planlandığı tarihte, bebeği Metehan’ı İstanbul’de mıhlı şekilde kucağına aldı. Kuşat yaşadıklarını Demirören Olgun Ajansı’na anlattı.

Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde tüvana ve 10 almanak evli Lütfiye (31) ile Mehmet Kuşat (35) çifti, geçmiş bebeklerini 7 aylıkken anne karnında, ikici bebeklerini ise doğduktan 22 saat sonraları kaybettiler. Biraz sene aradan bilahare esasen iki canlı artan güre esas, üçüncü bebeğine ise 4 mahiye hamileyken düşük yaptı. Dosdoğru çağa sahibi olma umudunu kaybedip tüp süt kuzusu tedavisi için 9 kamer geçmiş İstanbul’a mevrut Lütfiye Kuşat, memleketine döndüğünde kendiliğinden hamile kaldığını öğrendi. 10 yıldır hasretle bekledikleri bebeklerinde bu kez temas şey uğrunda gitti ve 38 haftaya ulaştığında veladet için 9 Gücük Ay tarihine randevu verildi. Kuşat çifti, ertesi çağ son kontrollerine gitmeyi planlarken 6 Küçük Ay tarihinde sabaha alın meydana mevrut 7.7 büyüklüğündeki depreme, 13’üncü kattaki evlerinde yakalandı. Sarsıntının şiddetiyle yataktan karnının konusunda yuvarlanan Lütfiye Kuşat, aynı yol henüz bebeğini kaybetme korkusu yaşadı, eşine “Bizi kurtar” diyerek yalvardı. Yaşadıkları apartman yıkılmadı ama camları patladı, duvarları üzerlerine düştü. 13’üncü kattan saniyeler süresince kendilerini dışarı atan dinç çift, canını el kurtardı. Ancak bu kere üstelik dışarıda kar, sıkıntı ve çığlık yağmurun altında kaldı.

MARAŞ’TA PLANLANAN TEVELLÜT AYNI TARİHTE İSTANBUL’DA OLDU

Birkaç saat sonra Mehmet Kuşat’ın babası onları rabıt evine götürerek şehir merkezinden çıkardı. Geceyi orada nâkil koşa, aynı akrabalarının ara bulucu ile devrisi şeb çıktı ve 18 saatlik dokuz canlı aynı yolculuğun peşi sıra İstanbul’a gelmeyi başardı. Acilen Bezmialem Mangiz Üniversitesi Dragos Hastanesi’ne yatırılan genç kadının, 9 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta planlanan doğumu, sarsıntı felaketi nedeniyle İstanbul’bile gerçekleşti. Kuşat çifti, 2 bin 900 gram ağırlığında doğan Metehan’ı sağ salim kucaklarına aldı. Lütfiye Kuşat, “Ego iki sunum bebek kaybettim. İkisi de 32 haftalıktı. İlk bebeğimde sancı ile gittiğimde öğrendim kim engelliydi ve doğar doğmaz irtihal etti. Bu acıdan bodur bire bir süre sonra yine gebe kaldım. Amma bir âraz vardı, gine özürlü ve kalıtım bilimi problemler vardı bebekte. Onu dahi doğumdan bilahare 22 saat yaşatılabildiler. 2 sene ortamında iki çağa kaybetmiştim. Yine gebe kaldığımda bu kere üstelik 4 aylıkken bağan yaptım. Çok acıydı ve mesafe verdik bire bir süre. 8 sene sonraları İstanbul’a gelip tuluk bebek deneyelim dedik. Tüp çağa tedavisine yekpare başlayacakken, memlekete döndüğümde olağanüstü eseri gebe olduğumu öğrendim” dedi.

“O 93 SANİYEDE ÖMRÜMDEN PARA GİTTİ”

Dördüncü gebeliğinde dahi ayrımsız şeyleri yaşayacağından çokça korktuğunu anlatan tüvana temel, bu kat temas şeyin uğrunda gittiğini ve daha çok veladet için bölüm dahi aldıklarını kaydederek şunları anlattı: “9 Küçük Ay’a tevellüt amacıyla zaman almıştık. Imdi temas şeyi hazırlamıştım, süt kuzusu çantalarım, seçkin şeyimiz. Heyecanlıyım, günleri sayıyorum, ayrımsız dakika geçmiş perşembe olsun birlikte kavuşayım yavruma diye niteleyerek. Pazartesi haset son bire bir kontrolüm vardı. Ona gideceğim diye haddinden fazla heyecanlıydım. Akşam 12.00 kabilinden uyuduk. Anide uykumun arasında, deprem hızlandıktan bilahare beni yataktan atmasıyla uyandık. O kadar nazik ayrımsız uçarı düştüm ki; o dakika bebeğim aklıma geldi karnımı tuttum. Ömrümden dirlik gitmiş olanaklı o 93 saniyede. O an bizi kurtar diyerek eşime yalvarmaya başladım. Bu bebeğimi da kaybedemem diye niteleyerek. Öldük dedim. Zira duvarlar patlıyor, camlar patlıyor, ocak yıkılmadı ama hep üzerimize döküldü. İkinci depremin olduğu ana büyüklüğünde iki dakikada o 13 tiran kuşkusuz indik, hatırlamıyorum. Moloz yığınları, merdivenler bitkin. Mucize eseri kötü inebildik çokça şükür. Bizim zir inmemizle caminin duvarları üstelik yıkılmıştı. İnsanların bağrışması, kaçışması, kar yağıyor, yağmur, fırtına. Eşim bizi idare etmek amacıyla hiçbir şeyini alamamış, arabanın anahtarı de evde kalık. Sokakta kaldık saatlerce. 10 yıllık mucizenin sonuç mucizesi de buydu; Rabbim onun yüzüne baktı ve tığ çok şükür sağ salim kurtulduk. Ama facia kadar bir gündü.”

MİNİK METEHAN DEPREME, 18 SAATLİK DAYANABILEN YOLCULUĞA DİRENDİ

İkinci depreme bile dışarıda yakalandıklarını kaydeden Lütfiye Kuşat, “Dışarıdaydık amma saha altımızdan çekildi sözde. Cangıl yeri gibiydi seçkin saha. Benzeri yandan hamilelik şekerim vardı, ilaçlarım evde kalmıştı, şekerden muhit birlikte bebeğime aynı özdek olacak diyerek korkuyordum. Doktorumu aradım, hastaneler yıkılmış, her düzlük mecbur. Olanlar da mecburen yaralılara bakım veriyor. Yollar bağlı, çıkamıyoruz arabayla. Methal çıkışlar yasak. Yollar yarılmış, pekâlâ gideceğiz bilmiyorduk. Da kat çok etraflı ve gebeliğimin akıbet günlerindeyim, doğumuma biraz dönme artmış. Bu büyüklüğünde yolu pekâlâ çekeceğim, o stresle yola çıktık. Cenabıhak razı olsun eşimden, tek umudumu kaybettirmedi bana. 18 saat sürdü defa, hassaten tıpkısı güne mümasil. Bebeğimi kucağıma alacağımı on paralık düşünemiyordum bu kadar badireden sonra. Ama Rabbime binlerce şükürler olsun, onun sayesinde umuda bağlandık, onun kokusunu içime örtmek, sesini yaşamak, başucumda olduğunu varsaymak, kelimelerle anlatamam” diye sözlerini noktaladı.

BABA KUŞAT, GÖZYAŞLARI İÇİNDE ANLATTI

Yaşadıklarını gözyaşları zarfında anlatan ata Mehmet Kuşat ise şunları söyledi: “Yerde amiyane bir yuvarlandık, debelendik. Canımdan vazgeçtim, onların canını kurtarmaya çalıştım. 13 hatim, asansör bağlı, zül şansımız bulunmayan. Merdivende harabeler var. Hor inmeyi başardığımızda umudumuz devam etti, yaşayacağız dedik; çocuğumuz dahi yaşayacak inşallah dedik. Amma mevlit orada olsa birlikte nerede kalacaktık; o nedenle sezonluk lastiklerle yola düştük gece yarısı. Hastanede eşim doğuma girdikten bilahare ben dışarıdaydım. ‘Lütfiye Kuşat bebek geldi’ dediler. Görür gözsüz dünyalar benim oldu. 10 yıl, dile çarpık çurpuk. Sorunlar, dosdoğru mı olacak, hayatta kalacak mı, üstüne aynı birlikte sarsıntı yaşadık. Amma umudumuzu tek kaybetmedik. Allah’a şükür bebeğimizi kucağımıza aldık ve dünyalar bizim oldu. Depremin şokunu birlikte unutuyorsun evladını kucağına alınca.”

Kuşat’ın sezaryen ameliyatı ile doğumunu gerçekleştiren Bezmialem Kredi Üniversitesi Dragos Hastanesi Jinekoloji ve Mevlit Uzmanı Dr. Kenan Kişmiri ise “Lütfiye 38 haftalık gebeydi. Eski doğumları sezaryen olduğu üzere bunu birlikte sezaryen tahsis etmek zorundaydık. Orada sarsıntı koşullarında sezaryen yapılması haddinden fazla ağırlık olurdu. Alışılagelen doğum olsa üstelik çok nazik riskleri vardı. Çok şükür biz da onların bala sahibi olmasına araç olduysak, hangi mutlu bize” dedi.

Share: