Urartulardan bırakıt “savat” sanatı kankızıl ellerle gelecek nesillere aktarılıyor

Urartulardan bugüne vasıl fakat sanayileşmeyle unutulmaya beniz tutan el sanatlarından savat, Van’üstelik beş altı mahir aracılığıyla ati nesillere aktarılıyor.

Asırlarca Urartulara başkentlik, sonrasında da birçok medeniyete familya sahipliği özne Van’ın yeryüzü oylumlu umum sanatlarından savat (gümüş konusunda oyulan motiflerin konusunda ve etrafına işlenen siyah oyun), yıllardır hünerli ellerde sahn buluyor.

1915 öncesine büyüklüğünde 120’ye mümasil atölyenin bulunduğu kentte demin birkaç ustanın yaşatmaya çalıştığı savat; bakır, sim, kurşun ve kükürtten elde edilen alaşımın eritilerek gümüş takıların konusunda işlenen desenlerin kaplanmasıyla yapılıyor. Kaplamanın arkası sıra zımparalama ve cilalama işlemleriyle sim takıların üzerindeki motifler ortaya çıkarılıyor.

Ustaların Van’a has motiflerin yanında Urartu medeniyetine ilişkin figürleri özenle işledikleri takılar, zor ayrımsız sürecin peşi sıra hem domestik ve yabancı misafirlerin beğenisine sunuluyor hem dahi ısmarlama üstüne birçok kente ve ancak dışına gönderiliyor.

Van Ticaret ve Uran Odasının girişimi sonucu 2017’da Türk Patent ve Bellik Kurumunca tescillenen savat sanatının ati nesillere aktarılması amacıyla belediyeler bile açtıkları kurslarla bakir ustalar yetiştirmeye çalışıyor.

İpekyolu ilçesinde açtığı sim işleme atölyesinde babasından öğrendiği mesleğini sürdüren Erdal Binici, çelik kalemiyle gümüş kelepçe, kolye, vazo kadar ürünlere işlediği motif ve desenlerin üzerini faziletli ısıda erittiği savatla kaplıyor. Henüz sonradan gümüşü zımparalayarak işlediği figürleri ortaya çıkaran Binici, cilalama işleminin peşi sıra satışa amade ayla getiriyor.

Her aşaması sabır müstelzim çalışmayı atölyedeki ustalara de anlatan Binici, unutulmaya yüz markajcı sanatın yaşatılmasına yardım sunuyor.

“Savattaki oranlar ustaların sırrı”

Erdal Binici, AA muhabirine, Van’ın geçmişten bugüne ulaşan en önemli miraslarından birini ati kuşaklara aktarmak istediklerini söyledi.

Binici, “Savat; gümüş, bakır, kurşun ile kükürtten elde edilir ve bunun oranları vardır. Savattaki oranlar ustaların sırrıdır. Savat kaldıkça güzelleşir, kıymetlenir. Tarihimize baktığımız devir, babalarımızda, dedelerimizde, ninelerimizde olmazsa olmazlardan biridir savat. Gömlek, bilezik, kemer, yüzük kadar eşyalarda pekâlâ savat olurdu.” dedi.

Urartu dönemi figürlerini savatla birleştirdiklerini ifade fail Binici, şunları kaydetti:

“Atölyemize gelen misafirlerimiz savatla yapılan takıları çok beğeniyor. Yıllar sonra geldiklerinde takmaya devam ettiklerini görüyoruz çünkü savat kaldıkça henüz dahi güzelleşiyor. Osmanlı döneminde padişahların özel parçalarında bile kullanılmıştır. Savat, 2 bin 800 yıldan beri bu bölgede yapılan genişlik cesim işçiliklerden biri. Sakat Van Şehri’nde cevahirci çarşısı varmış ve orada 120 atölyenin olduğu belirleme edilmiş. Şimdi maatteessüf yok. Bire Bir bileziğin tamamlanması 3-4 haset buluyor zira halk işçiliğiyle yapıyoruz. Parçanın üzerindeki savatı makinenin yapması mümkün değil. Ondan ekolojik ortam, bizden im isteyen firmalara kontra cevap veriyoruz. Seri üretim yapmıyoruz ve ancak öz siparişlerimizi karşılayabiliyoruz. Van’a gelen misafirler da yaptığımız ürünlere bağlam gösteriyor.”

“5-6 ay sonrasına periyot veriyoruz”

Binici, bu sanatının sabır ve dikkat gerektirdiğini dile getirerek, ayrımsız parçayı yapmaya başladığında hayat bulduğunu ve kendini başka tıpkısı alemdeymiş kabilinden hissettiğini anlattı.

Ürünlerinin elverişsiz içre ve ev dışında arzu gördüğünü tamlayan Binici, şöyle bitmeme etti:

“Bir Nice ilden Van’a mevrut misafirlerimiz var. Onlara atölyemizde savat sanatının pekâlâ yapıldığını anlatıyoruz. Nazik düzentileme talip sanatı gördüklerinde ürünlerden ahzetmek istiyorlar. Gittikten sonraları gene sipariş verenler dahi oluyor. Herkese yetişemiyoruz ve yapabildiğimiz kadarı için küçümseme veriyoruz. 5-6 kamer sonrasına dönme verdiğimiz insanlar oluyor. Kullanılmamış eleman yetiştirmekte zorlanıyoruz. Gelenler sabretmiyor, birkaç gün çalıştıktan sonra vazgeçiyor. ‘Abi haddinden fazla pres tıpkı işçilik, kusura bakma ben gelemem.’ diyor. Urartulardan başladık ve bugüne büyüklüğünde bir nice medeniyetten motifi gümüşe işledik. Çok kızıl bire bir belgelik oluşturduk.”

Share: