Nemrut Jeoparkı’ndaki lav kalıntıları dronla görüntülendi

Bitlis’te bulunan ve UNESCO’nun Global Jeopark Ağı’na karışma edilmesi hedeflenen Nemrut Jeoparkı’ndaki lav kalıntıları dronla görüntülendi.

Sıcak ve itici gölleri, buz mağarası, buhar bacası ve biyoçeşitliliğiyle kentin turizmine ulama sunan Nemrut Kalderası ve Yanardağı’ndaki püskürtü kalıntıları, geçmişteki volkanik hareketliliği gözler önüne seriyor.

Tatvan ilçesinde mevcut Nemrut Dağı’nın eteklerinde vadi kayran, Ahlat ilçesine bağlı Güzelsu ve Taşharman köyleri mevkisinde, ince yıllar geçmiş volkanik patlamalar sonucu binlerce metre derinlikten yüzeye sâdır lavların kalıntıları, olgun adamlarının araştırmalarına birlikte bahis oluyor.

Nemrut Jeoparkı’ndaki püskürtü kalıntıları, Rum Ajansı muhabirince dronla görüntülendi.

Uzmanlık alanı coğrafya olan Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, AA muhabirine, Nemrut’un Türkiye’deki şanlı volkanik dağlardan biri olduğunu söyledi.

Geçmişteki volkanik patlama öncesi Van Gölü havzasındaki suyun Muş Ovası vasıtasıyla Meram ve Fırat nehirlerine karıştığını anlatan Elmastaş, şöyle konuştu:

“Patlamayla Nemrut, Van Gölü’nün oluşmasında yanardağ konisi ve ekip görevi görmüştür. İkinci safhada 4 bin metreye yükselmiş. Üçüncü safhada ise balaban aynı patlamayla tahminî bin metrelik mahrut kısmı etrafa dağılarak Nemrut Kalderası meydana gelmiştir. Kaldera ve çevresinde 40’tan çok püskürtü yokuş yeri ve asalak konileri var. Tatvan’dan dağa makul çıkarken sıralanmış halde ekti konileri görülüyor. Kuzeyde Kantaşı bölgesinde ise yüce tıpkı koni var. Alelhusus Kantaşı bölgesinde Nemrut’tan en son sâdır lavlar görülüyor. Halen arazi oluşmamış ve üzerinde bitey göremezsiniz. Kantaşı bölgesinde Güzelsu ve Taşharman tarafındaki iki lav akıntısı günümüzde tazeliğini koruyor. Akıntının olduğu her bir düz benzeri jeosit oluşturuyor. Bu alanlar jeopark için üstelik mehabetli jeolojik unsurlardır.”

Jeolojik tetkikat sonucu Nemrut’ta yeryüzü biberli patlamanın 1441’üstelik meydana geldiğini ancak 1600’lü yıllara büyüklüğünde lav çıkışlarının olduğunu belirten Elmastaş, “Nedeniyle en kullanılmamış lavların burada olduğunu söyleyebiliriz. Burayı çok daha heybetli kılan aynı umde, takkadak bazalt lavlar namevcut. Volkan camı dediğimiz blok şeklindeki maddelerde özen çekici yer bilimsel unsurlar ortada kayran alıyor. Konilerin varlığı, format ve görüntü özellikleri, akıbet lavlar hele düz bilimciler almak amacıyla bir nice insanın dikkatini çekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Bu püskürtü akışlarının özelliği bazaltik ve riyolitik nitelikli olmasıdır”

Bölgede araştırı eden Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Çan Patika Yüksekokulu Madencilik Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Görgülü Büyüksaraç ise Nemrut Dağı’nın berenarı zinde bir yanardağ olduğunu ve “uyur yanardağ” adına tanımlandığını söyledi.

Nemrut Kalderası’nda 5 gölün bulunduğu bilgisini veren Büyüksaraç, “Göllerin biri hamam, diğeri bile sunma büyük göl olarak ortaya çıkmaktadır. Başka göller üstelik kalderanın ayrı ayrı yerlerinde bulunuyor. Kalderada buhar çıkışı noktası ve buz mağarası diyerek tanımlanan soğuk alanlar var. Bunlar bölgede ayrı ayrı zamanlara ilgili ortaya çıkmış özelliklerdir. Bu bölgede alelhusus akıbet dönemde meydana gelmiş olaylarda lav akışları yaşanmıştır. Bu püskürtü akışlarının özelliği bazaltik ve riyolitik kalifiye olmasıdır. Bunlar derinlik kayaçlarıdır. Yüzeyde olması şok amma binlerce metre derinlikten yüzeye intişar haddinden fazla yüce jeolojik oluşumlardır.” değerlendirmesinde bulundu.

Share: