“Mükemmelliyetçilik çocuklarda depresyona illet benzer”

Okulların açılmasıyla beraber çocukları ve gençleri bunaltıcı bire bir terbiye tedris yılı bekliyor. Ebeveynlerin beklentilerindeki artışın, çocuklara ve gençlere yansıdığını vurgulayan Uzman Klinik Psikoloğu Elmas Merve Malas, mükemmelliyetçiliğin çocuklarda ve gençlerde depresyona neden olabileceğini söyledi.

Pandemi sonrası füru ve gençler, online eğitimden yüz yüze eğitime geçerken, pandemide ortaya sâdır akademik ve sosyal kayıplarını birlikte telafi etmeye başladı. Buna amil namına ebeveynlerin beklentilerinde çoğalma yaşandı. Yapılan bilimsel çalışmalar hem ebeveyn beklentilerinin hem üstelik ebeveyn eleştirisinin tedricen arttığını, öyle kim eskimemiş nesillerin, önceki nesillere göre ebeveynlerinden elan çok ağırbaşlılık bildirdikleri görülüyor. Bunun yanında araştırma sonuçları günümüz esas-babalarının çocuklarıyla giderek henüz fazla ahit harcadıklarını, kısmık çalışmaya elan aşkın ayar verdiklerini ve çocuklarını her an henüz fazla izlediklerini bile göstermekte. Bu birlikte ayrıntılar ve gençlerde depresyona illet olabilmekte. Hususi Medicana Konya Hastanesi Ehlihibre Klinik Psikoloğu Cevahir Merve Malas, kollar ve gençlerdeki depresyonun sebeplerinden bahsetti.

BASKI ÇOCUKLARI VE GENÇLERİ NASIL ETKİLİYOR?

Çocukların ve gençlerin giderek daha rekabetçi ve bireyselleşen bir toplumla karşı karşıya çalışmamak zorunda olduğunu ifade fail Uzm. Psk. Elmas Merve Malas, “Mükemmeliyetçiler, eksikliklerini ölçüsüz derecede eleştirirken, kendilerine doğru olmayan efdal standartlar belirler. Bunun sonucunda beklediği standarda ulaşamayan kişilerde ur ve depresyon kabilinden pahal zihinsel sağlık sonuçları ortaya çıkmaktadır. Özellikle mükemmeliyetçilik başkaları aracılığıyla yönlendirildiğinde ’emredilmiş mükemmeliyetçilik’ tanımı karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda ebeveynleri çocuklarının başarısı üzerinde daha fazla takı kurmaktadır. Artan bu ağırlık sonucunda, füru ve çoluk çocuk ebeveynlerinden icazet almanın tıpkı yolu olarak mükemmeliyetçi ayrımsız zihniyeti benimsemeye başlarlar” dedi.

KRIZ VE ANKSİYETE GİBİ ZİHİNSEL SAĞLIK SORUNLARI YAŞAYABİLİRLER

Sürekli tam olmaya çalışan tıpkı çocuk olduğunu anlatım fail Uzm. Psk. Malas, “Kullanılmamış döl çocuklar ve gençler, ebeveynlerinin kendilerinden daha efdal beklentilerinin olduğunu düşünüyor. Bu düşünceler mükemmeliyetçilikle, alelhusus da içtimai olarak öngörülen mükemmeliyetçilik sonucunda gençlerde depresyon ve anksiyete üzere zihinsel afiyet sorunlarını getirmektedir. Çoluk Çocuk ebeveynlerinin faziletli beklentilerini içselleştirir ve özgüvenleri amacıyla bu beklentileri gerçekleştirmeye meşgul. Fakat ebeveynlerinin bu beklentilerini karşılayamadıklarında kendilerini eleştireceklerdir. Bunu karşılamak üzere henüz dört dörtlük olmaya çalışacaklardır” diye konuştu.

AŞIRI BEKLENTİ VE YÜKSEK STANDARTLAR MUTSUZLUK GETİREBİLİR

Mükemmeliyetçiliğe ve ebeveyn baskılarına sosyal dayatmaların da neden olduğunu belirten Malas, şunları ekledi:

“Bu bağlamda, okullarda sürekli yapılan denemeler ve sıralamalar rekabetçiliği ve bireyciliğin yolunu açmakta ve bu bile ebeveynleri henüz eleştirel ebeveynliğe itmektedir. Araştırmacılar, şayet bu açıklama doğruysa, suçlunun ebeveynler olmadığını vurguluyor. Bunun adına, mütezayit yaşam maliyeti ve azalan gelirle ebeveynler çocukları üstünde elan fazla güçlük yapmaya itmekten mesul tutulmaktadır. Ebeveynler suçlu değil, çünkü yara akademik baskılar, kontrolden hamiş müsavatsızlık ve toplumsal iletişim araçları kadar kuşkusuz görünmemiz ve başarım göstermemiz gerektiğine dair gerçekçi sıfır idealleri malumatsız teknolojik yeniliklerle rekabetçi benzeri dünyaya karşı reaksiyon veriyorlar. Ebeveynler çocuklarına begayet beklentiler koyuyorlar zira akıllıca olarak toplumun bunu temenni ettiğini ya de şayet koymazlarsa çocuklarının içtimai adına dışlanacaklarını düşünüyorlar. Akıbet olarak ebeveynlerin çocuklardan ve gençlerden beklentilerini yeniden değerlendirmeleri durumunda olacaktır. Bu içtimai baskının toplumla, ekonomimiz ve terbiye sistemimizle ilişik olduğunu anlamamız gerekmektedir. Cemiyet yerine gençlere ve ailelerine uyguladığımız baskıların boş yere kilolu olduğunun farkına varmalıyız.”

Share: