Kılıçdaroğlu: “Bunlar Muhammes Çeteden Yanalar.

Fen: ŞEYMA PAŞAYİĞİT – Alıcı: FATİH NAZIM EFE

CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, Niğde’de partisinin Grup Toplantısı’nda; ” Herhangi Bir şeyi haricen getiriyoruz. Tarımı ciddi departman olmaktan çıkardıkları amacıyla Türkiye tarımda dışa tabi ülkelerden birisi haline geldi. Mercimek, cilt, hayvan, nohut, yem, saman haricen. Türkiye’nin buradan çıkması lazım. Bunlar çıkaramazlar. Çünkü bunlar karşı terinden, üretenden yana değiller. Bunlar muhammes çeteden yanalar. Kaynakların tamamını muhammes çeteye veriyorlar. Bay Kemal ne yapacak? Kuintet çetelerden tamamını alacağım, bu ülkeye, bu millete vereceğim. Göreceksiniz” dedi. Kılıçdaroğlu, Niğdeliler’e; “Sizin çalışan aynı milletvekiliniz var. Ömer Fethi Gürer. Bize tek Ömer Fethi Gürer yetmiyor. Sizden elan aşkın Niğde’den Ömer Fethi Gürer istiyoruz. Elan fazla mebus istiyoruz” diyerek seslendi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yaz süreci boyunca aldığı karar doğrultusunda partisinin Kol Toplantısı’nı bu hafta Niğde’üstelik yaptı. Kılıçdaroğlu, Ekip Toplantısı konuşması öncesi Niğde’dahi partiye katılan yıpranmamış üyelere rozetlerini takdim ederek “Görklü geldiniz” dedi. Elan sonraları eskimemiş üyeler Kılıçdaroğlu ile ajanda fotoğrafı çektirdi.

ÖZEL: “AKP’NİN 20 YILDIR UNUTTUĞU NİĞDE’DEYİZ”

CHP Ekip Başkanvekili Müstakil Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu şu sözlerle kürsüye nida etti:

“Bugün; patatesin, elmanın, lahananın ve soframıza mevrut birçok ürünün başkenti; Hak ve Kalkınma Partisi’nin 20 yıldır unuttuğu Niğde’deyiz. Zaman diyar başkanımız Erhan Ihtiyaç ve milletvekilimiz Ömer Fethi Gürer’in, örgütümüzün ocak sahipliğinde salonda iklim başkanlarımız, uray başkanlarımız, kaza başkanlarımız, uray sedir üyelerimiz, memleket umumi divan üyelerimiz, muhtarlarımız; sendikaların, sivil toplum örgütlerinin, iz örgütlerinin zer başbuğ ve yöneticileri, partililerimiz ve Niğdeliler var, hepiniz uz geldiniz. CHP Umumi Başkanı Sayın Eksiksizlik Kılıçdaroğlu’na, Sayın Umumi Komutan Yardımcılarımız, saylav grubumuz, Fırka Meclisi üyelerimiz ve CHP’nin emekçileri zevcelik ediyorlar. Sosyal kutuplaşmanın serencam bulacağı, toplumsal barışın bilgili olacağı, öfkenin ve tiksinti dilinin kaybedeceği, nezaketin ve düğme saygının kazanacağı, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün kasılma edileceği rüşvetin, torpilin ve iltimasın gideceği; adaletin, dürüstlüğün, liyakatin geleceği; adalet edenin adalet ettiğini kamu alacağı, müsriflik ve hanay pahalılığının serencam bulacağı, üretimin asıl alınacağı; hakeza aynı iktidarı kurabilmek amacıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı’nı, aynı avuç rantiyecinin değil, herkesin Cumhurbaşkanı fora etmek amacıyla yola çıkan Sayın Genel Başkanımız Eksiksizlik Kılıçdaroğlu’nu haftalık ekip konuşmalarını fethetmek için kürsüye genişlik ediyorum.”

AKP iktidarının dış politikadaki tutumunu değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Kalktı konuştu; ‘bu fert bu tende olduğu sürecek papazı kimesne benden alamaz.’ Dedi mi? Dedi. Papazı verdi mi? Bu nedir, tükürdüğünü yalamak demektir. Bire Bir zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin itibarını yerle benzeri emretmek demektir. Bizim devletimizin itibarını elbet, ne gerekçeyle yerle tıpkı edebilirsiniz” dedi.

Kılıçdaroğlu, toplantıda nüfuz oldukları takdirde hayata geçirecekleri Karı Destekleri Sigortası’nı anlattı. Kılıçdaroğlu’nun Grup Toplantısı’ndaki konuşmasından öne sâdır başlıklar şöyle:

“GÖRKEMLİ ATMOSFERİ İYİ OLAN SALONA İHTİYAÇ VAR: Salonumuz daraç. Aslında Niğde amacıyla haddinden fazla elan domuzuna, debdebeli; atmosferi bol olan tıpkı salona gerekseme var. İnşallah o bize felek evet ve buraya evire çevire bire bir salon yaparız.

Bir kenti site yapan; o ilde, o ilçede yaşayanların ortak alanlarını büyütmektir. Parklar, derinti salonları bunlardan birisidir. Dolasıyla toplantı salonları sadece politika için değil, ayrımsız zamanda düşünürlerin, yazarların, çizerlerin gelip konuştuğu; çiftçilerin, emeklilerin, işçilerin gelip konuştuğu, haklarını temenni ettiği mekanlardır; ayrımsız zamanda. Dolasıyla derinti salonları bizim hayatımızda çokça önemlidir. Burada amiyane tıpkı salonda çokça hareketli tıpkı ortamdayız. O nedenle oldukça bodur ve katışıksız konuşmaya çalışacağım.

KURU FASULYE ÜRETİMİNDE NİĞDE BİRİNCİ SIRADA: Tıpkı; Niğde… Bağımsız Başkanımız, konuşmasını açarken Niğde’nin ekincilik açısından ne büyüklüğünde majör olduğunu rapor etti. Doğrudur. Bakıldığı devir cılız fasulye üretiminde Niğde birinci tam. Patates üretiminde ikinci tam. Elma üretiminde ikinci tam. Dürme üretiminde ikinci tam. Kiraz üretiminde onuncu sırada. Domates üretiminde on üçüncü sırada. Dolasıyla Niğde, ekincilik açısından son mertebe değerli ve önemli ayrımsız kentimiz.

TEKNOLOJİ ÜSSÜ DEDİLER, O ÜSTELIK OLMADI: Amma bugüne kadar, Niğdelilere; siyasa kurumunun, yani yönetenlerin, yani devleti yönetenlerin, yani iktidarda olanların verdikleri sözleri tutmadığını dahi biliyoruz. Dediler kim ‘Niğde’ye havaalanı yapacağız.’ Birçok yıldır? 20 yıldır söylüyorlar. Yegâne tıpkı başlı bile çakılmadı. Dediler ki ‘Lojistik imla merkezi yapacağız.’ 20 yıldır söylediler. Yapmadılar. ‘Yüksek aceleci şimendifer buradan geçecek’ dediler; herhangi bir seçimde vaatte bulundular. Bu da aradan geçti 20 sene bu da yapılmadı. Erke kalp alanı olacak bura dediler, bu birlikte olmadı. Uygulayım Bilimi üssü dediler, o bile olmadı. 10 bin nefis stadyum yapacağız dediler, sayıyı 10 binden 7 bine düşürdüler, stadın üstelik çivisi da çakılmadı. evet siz evvel kusursuz Niğde’ye yakışan tıpkısı konferans salonu yapın. Bin, bin ilkokul beniz şahsiyet; konuşma salonu yapın.

GÜÇLÜ BİR DEMİRYOLU AĞI OLURSA BURADAKİ FABRİKADAN ORAYA ÜRÜNLERİ TAŞIYABİLİRSİNİZ: Bunların tamamını biliyoruz. Tanrı yıldız ederse nüfuz olduğumuzda göreceksiniz, Niğde’ye üstelik Kayseri’ye birlikte Nevşehir’e dahi neler yapılıyor. Anadolu’nun içini boşalttılar, seçkin şeyi iri metropollere taşıdılar. Buradaki yoksul derviş, üniversiteyi bitiren gepegencecik pırlanta gibi evlatlarımız şişman şehirlerin varoşlarında iş arıyorlar. Acaba hareket bulabilir miyiz, diye. Burada fabrika yapılamaz mı? Yapılabilir. Çabuk tren gelemez mi, gelebilir. Bura Mersin’e çokça yakın. Faal ayrımsız demiryolu zıkkım olursa buradaki fabrikadan oraya ürünleri taşıyabilirsiniz. Dünyanın her tarafına ihracat yapabilirsiniz. Bunların tamamını ama tamamını ve çokça elan domuzuna şeyleri inşallah biz yapacağız.

ÇİFTÇİ ÜRETMEZSE HEPİMİZ HARIS KALIRIZ: Havza üzere tarım koca. Tarım da Türkiye amacıyla kebir. Çabucak kendi ülkemiz için değil, ayrımsız zamanda Orta Şark ve bilcümle komşularımız için birlikte koca. Türkiye’nin tarımda tıpkısı üretim üssü haline gelmesi geçişsiz. Şu anda tarımın mühim seksiyon olduğunu daha kavramış değiller. Hep acun tarımın mühim fasıl olduğunu biliyor. Çünkü seçme birimiz beslenmek zorundayız. O antlaşma tarım ciddi sektördür. Dikici üretmezse hepimiz aç kalırız.

ERKEK KEMAL NE YAPACAK? Demincek ne yaptılar? Değme şeyi haricen getiriyoruz. Tarımı stratejik bölüm olmaktan çıkardıkları amacıyla, Türkiye tarımda dışa tabi ülkelerden birisi haline geldi. Yasmık, deri, hayvan, nohut, yemleme, saman dışarıdan. Türkiye’nin buradan çıkması geçişsiz. Bunlar çıkaramazlar. Ne? Bunu açıkça ve açık neden söylüyorum? Çünkü bunlar cebin terinden, üretenden yana değiller. Bunlar beşli çeteden yanalar. Kaynakların tamamını kentet çeteye veriyorlar.

Erkek Kemal ne yapacak? Kuintet çetelerden tamamını alacağım, bu ülkeye, bu millete vereceğim. Göreceksiniz.

YÜCE YARATANIN HUZURUNA BİLE KÖLE HAKKIYLA KİMSE ÇIKAMAZ: Kul hakkı yiyenlerle katiyen helalleşmeyeceğiz. Öyle tıpkı özdek bulunmayan. Mefret yaratanın huzuruna bile kul bihakkın kimse çıkamaz. Çıkmamalı. O nedenle biz; sevgide, barışta, dostlukta kalbimizi kırdıysak bu çerçevede oturacağız, kucaklaşacağız, helalleşeceğiz. Ayrımlı düşüncelerde da olsak sevgiyi, saygıyı ihmal etmeyeceğiz. Amma bunların dediği, yaptığı kadar paraları alıp bire bir apaz rantiyeye tasdik etmeyeceğiz. Vermeyeceğiz.

KURUŞU KURUŞUNA SÖYLÜYORUM: Tarım Cesaret Kooperatifleri’nde fiyatları düşürdük diyorlar. Kardeşim düşüreceksen Tarım Güven Kooperatifi’nin aynı fabrikası var. Basma fabrikası var. E fiyatları düşür. Çiftçi sakim gübre alsın. Ona gelince bulunmayan. Sebep? Çiftçiye pahalı gübreyi verecekler. Bakın, bu basılmış dolasıyla Rekabet Kurumu bire bir karar aldı. Gazeteci rüfeka alelhusus dinlesinler. Tezek fabrikaları arasındaki gelişim birliğini, fiyatları efdal tutma üstüne tıpkı değişmeyen aldı. Bunlara haddinden fazla bati cezalar yazdı. 7 trilyon 315 bilyon 759 milyon 390 bin 184 TL. KURUŞ KURUŞ söylüyorum. Bunların ortada Ekincilik Itimat Kooperatifi’hangi ilişik Gübretaş bile var. Bu şeş tezek fabrikası tıpkı araya gelip, kuma akım ediyorlar, çiftçiye fiyatlı matbu satıyorlar. O dönme Gübretaş’ın yöneticileri kimdi? Demin neredeler? Gazeteci arkadaşlarım araştırsınlar.

YUSUFELİ’HANGI BILE SELAM GÖNDERELİM: Buradan Artvin’e, Yusufeli’ne bile esenleme gönderelim. Diyelim kim Niğdeli kardeşler, Artvinli, Yusufelili kardeşlere selam gönderdiler diyelim. Yusufeli’nde şehir yukarıya taşınacak. Benzeri afet dolasıyla. Doğru, taşıyalım. Bir şehri zahir yukarıya taşırsınız? Binalarını, okullarını, yollarını yaparsınız, dersiniz ki vatandaşlara ‘Binaları, yolları yaptık, biz toplumsal devletiz, bakın gelişigüzel şeyi yaptık, buyurun buraya taşının.’ Bunlar bitmeden vabeste tutuyorlar taşınacaksınız diye niteleyerek. Şu anda Yusufeli’nde bilcümle işyerleri vabeste, ahali ihtarname ediyor. Onlara şu çağrıyı yapalım. Kim türe, hususiyet ve türe talebinde bulunuyorsa bildirme başta Niğdelilerin onların yanındadır.

BİR AVUÇ ARKA GELİR GRUBUNA MİLYONLARI, MİLYARLARI AKTIRIYORUZ: Muhammes çete derken Cumhuriyet Altını tarihinde aynı geçmiş gerçekleşiyor. Bunun dahi çoğu can farkında değil. Cumhuriyet tarihinde gerçekleşen ilk şudur, açık kitlelerden yani milyonlardan sağlık tıpkısı apaz kişiye aktarma ediliyor. Rastgele birimiz bakir doğmuş yavru dahil, yükselen fiyatlarla yaşadığımız enflasyon ile tıpkı avuç üst dirimsel grubuna milyonları, milyarları aktırıyoruz. Biricik yeknesak vereceğim. Seviye korumalı mevduat.

ALLAH AŞKINA SİZ YÜZDELIK 400 KAR ELDE ETTİNİZ Mİ?: Bakmayın öyle, faizi düşürdük falan… Kimin faizi düştü Allah aşkına. Gidin Niğdeli esnafa sav, gitsin tıpkısı bankadan itimat alsın bakalım nema düştü mü düşmedi mi? Çiftçiye sav bakalım gittiğinde getiri düştü mü düşmedi mi? Birilerine getiri düştü diyorlar. Bankaların faizi düştü. Bankalar, Şekil Bankası’ndan mülk alırken ürem düşüyor, o bağan faizli krediyi alıyorlar, konusunda ekleme faizler koyup millete satıyorlar. Bankaların aile yüzde 400. Niğdeli Esnafa, işçiye, çiftçiye araştırmak isterim: Cenabıhak aşkına siz yüzdelik 400 kar elde ettiniz mi? Hangi politikalar? Bunların uyguladığı politikalarla. Bütün bunların tamamını değerlendireceğiz.

DAHA ÇOK NİĞDE’DEN ÖMER FETHİ GÜRER İSTİYORUZ: Sizin etkili ayrımsız milletvekiliniz var. Ömer Fethi Gürer. Ömer Fethi Gürer’in fotoğrafını baş döndürücü otellerde göremezsiniz. Plajlarda, eğlence merkezlerinde göremezsiniz. Ömer Fethi Gürer’in fotoğrafını tarlada, esnafın beraberinde görürsünüz. Akıllıca mu? Bize tek Ömer Fethi Gürer yetmiyor. Çünkü Ömer Fethi Gürer’i aynı zamanda Türkiye’nin bambaşka illerine da gönderiyoruz. Sizden elan çok Niğde’den Ömer Fethi Gürer istiyoruz. Sayıyı artırın. Henüz aşkın milletvekili istiyoruz. Ömer Fethi Gürer kabilinden müteharrik daha çok milletvekili olması emreylemek, parlamentoda dinç olmamız demektir. Çiftçinin sesi artık çıkma demektir. Kadınların mağduriyetleri var, onların giderilmesi lazım demektir. Aile Destekleri Sigortası. Bilcümle kadınlara tıpkı sözüm var. Tek yavru yatağa haris girmeyecek. İnsanın onurunu koruyacağız. Koruyarak arkalama yapacaksınız. Biz oy için yapmayacağız. Bu topraklarda yaşıyorsa, onun ailesinin yeryüzü azından minimum tıpkı gelirinin olması lazım. Hiçbir yoksul ailenin elektriği, suyu, saf gazı kesilmeyecek. Tekmil anlamıyla sosyal devleti düz yazı edeceğiz.

MÖSYÖ EKSIKSIZLIK SİZİN İSTEDİĞİNİZ KANUNUN ÖNGÖRDÜĞÜ YÜZDELIK 1’İ KOYDU: Fellah… Üretiyorsunuz. Hangi kadar kızıl olduğunu biliyorum. Aynı, Ekincilik Kanunu’nda öngörülen milli gelirin en bir iki yüzdelik 1 oranında pay verilir. Onu bütçeye koyacağız. Çağıracağız kültür odaları birliğini. Yüzde 1’i koyduk mu, o ahit bilcümle çiftçileri söyleyin Erkek Eksiksizlik sizin istediğiniz kanunun öngördüğü yüzde 1’i koydu ve yüzde 1 oranında minimal çiftçiye bindi verilecek. Bunu yapacağız. Kimsenin endişesi olmasın.

SOSYAL GÜVENLİK PRİMLERİNİ ULULUK ÖDEYECEK: İlk yapacağımız hisse senedi, çiftçiye mazotu ÖTV ve KDV’siz vereceğiz. Matlup, tarlasına gidecek. Üretecek. Ocak Destekleri Sigortası kapsamında bire bir molekül elan yapacağız. Köylerde zihayat kalmadı. O nedenle diyoruz ki köylerde, kırsalda; gençlerin ve kadınların sosyal düzenlilik primlerini çap ödeyecek. Dolasıyla gençler ve kadınlar tarlada çalışacaklar, içtimai asayiş primlerini izzet ödeyecek. Yeri ve zamanı gelince tekaütlük haklarına kavuşmuş olacaklar.

CEVAP VEREN KİŞİ DAHI ÜZÜM TÜCCARI: Bağımsız Milletvekili Hususi da hastalıklı. Üzüm fiyatından. Şu asıl büyüklüğünde dolar karşısında en düşük fiyatı verdiler. Soruyorlar, üzüm fiyatı kaç TL olsun diye niteleyerek. Yanıt veren hayat dahi üzüm tüccarı. Üretim ile hiçbir ilgisi yok. Biz üreticiyi, doğrudan üreteni destekleyeceğiz.

TÜRKİYE’NİN HANGİ SORUNUNU ÇÖZDÜLER?: EYT’yi meraklanmayın. O hafızamın bir yerinde doğrusu duruyor. EYT’lilerin sorunlarını bunlara yüz kere söyledim. Bunlar da ‘çözelim birlikte keşki Kılıçdaroğlu çözmesin.’ Çalışıyorlar aylardır, bu büyüklüğünde amatör tıpkı hükümet görmedim. Gerçekten. Hastalık? Çünkü devlette liyakati bitirdiler. Bitince yani işi ehline teyit edecek insan bulamayınca bunlar da oturuyorlar. EYT’liler miting yapıyorlar, pankartlar açıyorlar. Bunlar üstelik diyor ki EYT sorununu çözeceğiz. Aradan geçti aylar, yıllar. Bibi çözeceğiz diyorlar. Bunlar çözemezler. Bunlar Türkiye’nin ne sorununu çözdüler? Tıpkısı sorunu çözdüler ama malı sevk konusunda bunlardan elan becerikli kimesne namevcut. Malı sevk deyince bunların üstüne kimesne akarsu dökemez. Seçme şeyi bakımsız ediyorlar.

CHP’NİN DEVLET YÖNETİMİNDE İKİ KIRMIZI ÇİZGİSİ VARDIR: Tığ altı reis tıpkısı araya geldik; demokrasiyi, liyakati, sevgiyi; birliği beraberliği baştan nesir edeceğiz. O büyüklüğünde ayrımcılık yaptılar ki; şüheda ortada ayrımcılık yapıyorlar. 15 Orak Ayı şehidi, Kıbrıs şehidi, terör şehidi… İktidar olduğumuzda göreceksiniz. Şüheda beyninde, gaziler arasında katiyen ayrımcılık yapmayacağız. Allah kader ederse, erk olduğumuzda göreceksiniz, şehitler, gaziler arasında asla, hiçbir ayrım yapmayacağız. Şehit bizim şehidimizdir, gazi bizim gazimizdir. Niğdeli kardeşlerime şurası üstelik söyleyeyim. CHP’nin ihtişam yönetiminde iki al çizgisi vardır. Yurt ve alem. Vatanıyla ve bayrağıyla sorunu sıfır herkesin başımızın üzerinde yeri vardır.

DIŞ POLİTİKADAKİ BİR YANLIŞLIK DERİN İZLER BIRAKIR: Şahsileştirilen ayrımsız dış siyasa elden bugün değil ferda dahi bize balaban zararlar verir. Tıpkısı dış yöntem şahsileştirilir ve ben seçkin şeyi yaparım derse bu gayrimümkün. Aut politikanın kendine has tıpkı dili vardır. Diploması denir buna. Aut politikada bir başka ülkeye taşlama edilmez. Ayrıksı tıpkısı ülkeye taşlama ettiğiniz zaman işi toparlayamazsınız. İçerde kavga edebiliriz, ama aynı araya gelir barışırız. Amma aut politikada söylediğiniz bir bayram ait devletin hep vatandaşlarını kapsadığı için tığ zahir tıpkısı başka mevki bizim hakkımızda tıpkı özdek söylediği devir bütün beraber itiraz ediyorsak o ülkenin vatandaşları da itiraz ederler. Aut politikadaki tıpkısı haksızlık yoğun izler bırakır. Büyükelçiler bayağı insanlar değillerdir. Bire Bir soru? Vergi alandan büyükelçi evet mu? O adamın devletin sırlarını dünyalık ile satmayacağını nereden biliyorsunuz?

BU TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAK DEMEKTİR: Kalktı konuştu; ‘bu birey bu tende olduğu sürecek kimse benden papazı alamaz.’ Dedi mi? Dedi. Papazı verdi mi? Bu nedir, tükürdüğünü yalamak demektir. Ayrımsız zamanda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin itibarını yerle aynı emretmek demektir. Bizim devletimizin itibarını nasıl, hangi gerekçeyle yerle bir edebilirsiniz. ‘Asla Esed ile konuşmayacağım, alay malay gelmeyeceğim.’ Ta 2019’dan bu yana; kendisine pusula yazdım, ‘Suriye ile çarpışma ika. Tıpkısı uluslararası Suriye konferansı Türkiye’dahi düzenle’ diyerek. ‘Yanlış yapıyoruz, Arap dünyasının işine karışmayalım, ayrıdır.’

BEN SÖYLÜYORUM GÖRÜŞMÜYOR, PUTİN SÖYLÜYOR, GÖRÜŞÜYOR: Türkiye aut politikada ağırbaşlı mesail ile yüz yüze. Putin mir verdi şimdi Esad ile görüşecek. Ben söylüyorum görüşmüyor, Putin söylüyor, görüşüyor. Buyurun. Sebep?

ORADA SÜLEYMAN ŞAH VARLIK İÇİNDE YATACAKTIR: İlk posta bu kuvvet döneminde yer kaybettik. Süleyman Şah toprağı bize aitti. Türbeyi kaçırdık evet. evet kanı takanak şey değil. Kaçırdık, getirdik. Bir de bunu nazik tıpkısı muvaffakiyet namına sunuyorlar. Terör örgütünden kaçıp bile Türkiye’ye sığınan aynı adama ne denir Allah aşkına ya. Amma Bay Eksiksizlik’in sözü var. Bir hafta süresince Süleyman Şah Türbesi’ni sakat toprağımıza götüreceğiz. İlk ayrımsız hafta. O toprak bizim toprağımızdır. Orada Süleyman Şah hayat içre yatacaktır. ve gönderde bizim desise bayrağımız dalgalanacaktır.

Geldiler bilcümle askeri hastaneleri kapattılar. Dünyada hastanesi olmayan biricik kalabalık, Türk ordusu. Yıldırı zımnında yaralanıp, getirilen amma martir olan askerlerimiz var. Askeri hastaneler olsaydı, belki şehit sayımız bu büyüklüğünde olmazdı. Onun da sözünü verdim. Bir hafta zarfında; askeri hastaneleri, özellikle GATA almak için esasen TSK’ya vereceğiz.

BUNLARI YAPMAMIZ İÇİN BİZE KATILIN: Ayrımsız ufkumuz ve tıpkısı geleceğimiz olacak. Henüz sunturlu bir Türkiye. Büyüyen, gelişen tıpkısı Türkiye. Herkesin aksiyon, güç sahibi olduğu ayrımsız Türkiye. On Paralık kimsenin inancından, kimliğinden, hayat tarzından çevre ötekileştirilmediği bir Türkiye. Sorumluluk varsa helalleşen tıpkı Türkiye. Bütün bunları bu arada yapacağız. Bunları yapmamız için bize katılın. Herkesin katılması geçişsiz. Türkiye’yi yeniden yapmak zorundayız. Bilgiyle, birikimle, telakki ile dayamak zorundayız. Türkiye’dahi yokluk olmamalı. Devleti başöğretmen şu erdeme cemaat olmalı; Türkiye coğrafyasında aynı bala yatağa açgözlü giriyorsa devleti yönetenin o akşam uyumaması geçişsiz. Ta kim o çocuğun karnı doyana büyüklüğünde. Yağız kışta insanların natürel gazı kesiliyorsa ve o insanlar o tün soğuktaysa devleti yönetenlerin o geceleyin yatağında uyumaması geçişsiz. Devleti ihata etmek, 85 milyon kişinin sorumluluğunu kabul etmek demektir.

EVET KİM ÖLDÜRDÜ BUNLARI, YAKALAYIN YA: Niğdelilerin ve 85 milyonun nezdinde bayram veriyorum; saraydan ferman düz hakimin, savcının hak sistemi ortamında yeri olmayacaktır. Bize sarayın değil; Cumhuriyet Altını Savcısı, Cumhuriyet’in savcısı geçişsiz. Bize hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar veren bilgili lazım. Taraftar bilgili değil. Fakirin, fukaranın hakkını esirgeyici hakim lazım. Eşi, çocukları öldürülen, üste hastanenin süresince kafasına şişman gazı vurularak öldürülen Şenyaşar Ailesi’nden tıpkı kadın ya, hak istiyorum diyor ya. ‘İki oğlum öldü, kocam öldürüldü, ayrımsız oğlum hapiste.’ ya kim öldürdü bunları ya yakalayın. Kimse yakalamıyor. Yakalayamıyor. Bu adaletsizliğe karşı biz sesimizi kesecek miyiz? Neden? Sevgili peygamberimiz diyor, ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.’ Susmayacağız. Adaleti sağlayacağız.”

Share: