İstanbul Üniversitesi Öğrencilerinden “Uzaktan Eğitim” Protestosu: “Illet Rastgele Krizde İlk Vazgeçilen Terbiye Almak Zorunda”

Fen: ÇAĞATAN AKYOL – Alıcı: GAYE ŞEYMA CAN

İstanbul Üniversitesi öğrencileri, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 2’nci dönemin engin eğitimle yapılması kararını, üniversitenin Beyazıt Anne Kapısı uğrunda protesto etti. Öğrenciler, “Hemen İstanbul’de aynı milyon 800 bin bölük yersiz durumdayken neden özel ve kamunun konaklama olanakları yeterli şekilde seferber edilmemektedir? Bozukluk her akse yerinde evvel vazgeçilen eğitim bilimi tutmak zorundadır” diye sordu.

Kahramanmaraş merkezli 10 ilde yıkıma sebep olan depremlerin peşi sıra Cumhur Reisi Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerde ikinci dönemin uzaktan yetişek yoluyla yapılacağını açıklamıştı. İstanbul Üniversitesi kulüplerindeki onlarca mektepli üstelik açıktan eğitim kararından vazgeçilmesi için üniversitenin Beyazıt Ana Kapısı önünde bugün eylem yaptı. “Depremzedeler amacıyla yurtlar hal değil. Açıktan eğitim bilimi kararından vazgeçilsin” kayıtlı pankartın açıldığı protestoda, “yüz yüze yetişek hakkı engellenemez” ve “Bire Bir milyon 800 bin boş hane varken bozukluk KYK” sloganları atıldı.

Öğrenci kulüpleri yerine hazırlanan ortak açıklamayı Anahtar Alayoğlu okudu. Depremin yaralarını yolmak üzere uzunlamasına dayanışma kampanyalarıyla şişman bir seferberlik süresince olduklarını belirten öğrencilerin kuma açıklamasında şöyle denildi:

“KYK YURTLARININ DEPREMZEDELERE AÇILMASI, YANLIŞ BİR ADIM: Biliyoruz kim her bir İstanbul Üniversitesi öğrencisi, bu sürecin bir parçası oldu ve mıntıka halkıyla mütesanit olmak üzere harekete geçti. Ülkemizin ciharıyek yanı sıra afetin yarattığı yaraları sarmaya çalışırken, yetkililer aracılığıyla alınan kararları endişeyle izleme etmekteyiz. 11 Gücük Ay 2023 tarihinde alınan KYK yurtlarının depremzedelere açılması ve üniversitelerin açıktan eğitime geçmesi kararını daha balaban sorunları tetikleyecek, kavisli tıpkı etap kendisine değerlendiriyoruz. Evlerini kaybetmiş insanların alarga eğitim bilimi ile derslere bol bire bir şekilde katılmaları beklenemez. Depremzede öğrencilerin terbiye alabilmesi için dimdik dirim koşullarına erişebilmesi, güvenliklerinin sağlanması gerekmektedir. Bu koşullar sağlanmadan gerçekleştirilen aynı eğitim süreci, depremzede arkadaşlarımızın eğitim haklarından nazik ölçüde yoksun kalmasına hastalık olacaktır.

DERSLERİ ALAMAYAN ÖĞRENCİLER, ÇIĞIR HAYATLARINDA ZORLANACAK: Ruh Bilimi alanında uzmanların önceki günden itibaren afet bölgesi da dahil girmek için ekol hayatının sürdürülmesinin çocuk, canlı ve ebeveynler amacıyla hayatiliğini vurguladığını gördük. İnsanların birbirine olan desteğinin hayat kurtardığı bu günlerde bu çabayı rastgele anlamda sürdürmeliyiz. Pandemi döneminde edindiğimiz deneyimlerde eğitimin niteliğinin giderek düştüğü, öğrencilerin akademik açıdan ilerleyemediği bu süreçte laboratuvar ve uygulama dersleri yapılamaması sebebiyle ayrıntılı vadede, bu dersleri alamayan öğrencilerin çiğir hayatlarında zorlanacakları açıktır. Alarga eğitimin üniversite öğrencilerinin üzerindeki aksi etkinin mütenevvi fiziki, üniversite kaynaklı, psikolojik ve demografik faktörlerden kaynaklandığı gösterilmiştir. Fiziksel açıdan, öğrencilerin elektronik maşa ve İnternet erişimini kapsarken üniversiteden kaynaklı faktörler kurumsal iletişim yeterliliği, eğitime ayrılan akarsu¨re, eş zaman- yadın kurun öğüt metodu uygulamaları ve devir içi imtihan uygulamalarından kaynaklı derece adaletsizliği algısı yerine ortaya çıkmıştır.

DEPREMZEDE ÖĞRENCİLERİN ERİŞİM İMKANLARI GÖZ ARDI EDİLMİŞTİR: Ruh Bilimsel açıdan ise hastalık teşhisi ve hastalığa yakalanma riski, artan kerte halkı sayısı ve karı içi anlaşmazlıklar, dalgı problemi ve azık sıkıntısı endişesi kendisine sıralanmıştır. Pandemi sürecinde dahi teknolojik adaletsizliğin bahis konusu olduğu engin yetişek modeli, depremzede öğrencilerin erişim imkanları göz ardı edilerek yürürlüğe geçirilmiştir ve altyapısı tam sayılabilecek illerimizde da internet erişiminin ve angajman sorunlarının yaşattığı güçlükler hayatımızın birer gerçeği iken evlerinden uzakta, eskimemiş tıpkısı düzende bu altyapıya ehil sıfır depremzedeler için çok henüz cebbar bir süreç olacaktır. Afetten sonraki yıkımın ruhsal etkilerinden biri bile depremzedelerde sıkça görülen titreme sonrası stres bozukluğudur. Bu, alelhusus depremi şahsen cıvıl cıvıl, görüntülere ve anlatılanlara maruz artan, tanıdıkları ya bile yakınları depremi kıpırdak kişilerde görülebilir. kendiliğinden geçmesi kolay değildir ve otama edilebilir. Bu tedavinin koskocaman bire bir aşaması olan, normalleşmeye başlayabilmek için bu ortamı yansıtmayacak ve detaylı vadeli, planlı çözümlerin bulunduğu ayrımsız eylem planı elzemdir.

YÜZ YÜZE EĞİTİM HAKKIMIZIN ELİMİZDEN ALINMASINI KABUL ETMİYORUZ: Titreme sonrası stres bozukluklarında kişinin ehlihibre eşliğinde psikoterapi alması, adam ilişkilerini devam ettirmesi, izole olmaktan kaçınması, sağaltıcı eşliğinde sarsıntı üzerine çalışılması, günce rutin işlerine döndürülmeye çalışılması kişinin travmasını atlatmasına yarar sağlayabilir. Bu noktada gençlerin dahi akranlarıyla birlikte yerleşke hayatında normalleşme sürecine bitmeme edebilmesinin ve sosyal hayata katılmasının önemi ortadadır. Eğitimin tıpkı parçası olan sosyalleşmenin mekanı yerine kampüslerimizden koparılmamız bir vakitler birlikte sınama ettiğimiz amacıyla büyük ruh bilimsel yıkımlara el açmıştır. Bunun esasen yaşanmasını istemiyoruz. yüz yüze eğitim bilimi hakkımızın elimizden alınmasını kabul etmiyoruz. Öğrencilerin sosyal ruh bilimsel, fiziki iktisadi koşulları gözetilmeyerek alınan bu değişmeyen OHAL Kanunu Madde 9’a dayanılarak maddi gerçekliğin gözetilmemesi ve sadece kanunun lafzından yola çıkarak uygulanması anlamını taşır. Devletin, hukuku uygularken kamu yararını gözetmesi elzemdir. Alternatif tek yola başvurmadan, yönelinen bu kez hukuka uygun değildir.

DEPREMZEDE ÖĞRENCİLERİN YURTTAKİ EŞYALARINI DÜŞÜNMESİ BEKLENEMEZ: Cumartesi günü yapılan açıklamayla depremzedelerin celal yurtlarına yerleştirileceği ve bu sebeple üniversitelerin yaza kadar engin eğitime geçeceği açıklandı. Alınan bu kararın ardından güçlükle yönetimleri, öğrencileri arayarak saatler içerisinde yurtları boşaltmalarını istedi. Tahsil gördüğü şehirde gitmek durumunda olan, ailesinden bağımsız milletvekili şekilde geçimini ve daraç ücretini karşılayarak KYK yurtlarında barınan mektepli arkadaşlarımızın yaşayacağı mağdurluk ayn ardı edilemez. Evine dönemeyecek binlerce öğrencinin hangi yapacağına dair müphemiyet hala sürmekte. Bu öğrencilerin, maddi yetersizliklerinden etraf yüksek kiralarla tarikat yurtları ortada alternatifsiz bırakılmaktadır. Bölgedeki nitelik hala taharri altına alınamamışken tıpkı haftadır canla başla depremzedelere yardımcı olmaya etkin darülfünun gençliği aynı da bu problemle yüz yüze bırakılmıştır. Depremin acısı bibi tazeyken depremzede öğrencilerin ayrımsız dahi yurttaki eşyalarını düşünmesi beklenemez.

BU ÖĞRENCİLER NEREDE BARINACAKLAR?: Cumhurbaşkanının aldığı bu değişmeyen öğrencileri sadece mağdur etmiyor, aynı zamanda birçok belirsizliği bile ortaya çıkarıyor. YÖK ve Cumhur Reisi, yaptıkları açıklamalarda KYK yurtlarından atık öğrencilerin nerelerde kalacaklarına dayalı, maddesel durumundan etraf yahut evi zelzele bölgesinde olduğu için eve ayazlık durumları namevcut öğrenciler için ne kadar önlemler alınacağına dayalı ve evlerine dönmesi müstelzim öğrencilerin muvasala sorunlarına ilişkin tek hal önerisi sunmamaktadır. Bu konular tamamen belirsiz bırakılmaktadır. Çabucak İstanbul Üniversitesi’nde yetişek görüp yer sarsıntısı bölgesinde durma eden mektepli sayısı 3 bin 379’dur. Buradan soruyoruz. Bu öğrenciler nerede barınacaklar? Heybet, bu soruların hiçbirine karşılık vermemektedir. Bu politikalarla hatalar zincirine yenileri eklenmeye bitmeme etmektedir.

NEDEN TEMAS KRİZ DURUMUNDA İLK VAZGEÇİLEN EĞİTİM KALKIŞMAK ZORUNDADIR: Ihtişam yurtları depremzedelere açılırken şuurlu aynı tercih yapılmıştır. Bu tercihle alay malay hem depremzedeler hem dahi öğrenciler mağdur edilecektir. Sebep depremzedeler otellere, toplu konutlara değil birlikte halihazırda fiziksel açıdan öğrencilere elverişsiz mevrut ve sadece 800 bin kapasiteli yurtlara yerleştirilmektedir? Türkiye, turizminin; İşletme Belgeli ve Belediye Belgeli otelleri 2021 Meyan ayındaki verilere göre tıpkısı milyon 639 bin 626 akak sayısına sahipken. Bunun birlikte, İstanbul Planlama Ajansı’nın verilerine bakarak çabucak İstanbul’birlikte ayrımsız milyon 800 bin ev boş durumdayken neden hususi ve kamunun konaklama olanakları yeterli şekilde seferber edilmemektedir? Illet herhangi bir kriz durumunda önce vazgeçilen yetişek kalkmak zorundadır? Van depreminden bu yana bibi konteynerlerde hayatiyetli insanların olduğunu biliyoruz. Bu meselenin 6 ayda evet de benzeri yılda çözülemeyeceğini üstelik biliyoruz, depremzedelerin hayatlarını yeniden kurabileceği şekilde planlı ve şümullü kararların ivedilikle alınmasını kâm ediyoruz.

KYK YURTLARI, YARALARI SARMAYACAK, AKSİNE ELAN DE BÜYÜTECEKTİR: 1999 Marmara depremi sonrası dönemin hükümetince getirilen rüsum beyninde düzlük alan ve daha sonradan sürekli ayla geldiği için ‘sarsıntı vergisi’ diyerek tanıdık özel bildirişim vergisinde 2000-2022 döneminde mecmu 87 bilyon 998,6 milyon liralık tahsilat gerçekleşti. Fehamet bu vergiyi kısa vadede depremzedelerin barınması üzere kullanmalıdır. Ailelerin yaşamına uygun sıfır KYK yurtları, yaraları sarmayacak, tersine elan üstelik büyütecektir. Depremden etkilenen yurttaşlarımızın garantili eskimemiş aynı sahn kurmaları güvence altına alınmalıdır. Ayrıca yaşadığımız site tıpkısı yer sarsıntısı bölgesidir. Deprembilimciler, Şimal Anadolu kırık hattının mümasil tıpkı zamanda harekete geçmesini öngörüyorlar ve bunun anlamı zelzele bölgesinden getirilecek olan depremzedelere tehlikesiz benzeri dirim sunulamayacak olmasıdır. Eğreti adına verilen bu çözümler KYK yurtlarının kapatılmasıyla çözülemez.”

“AMME VE ÖZEL KONAKLAMA ALANLARI, DEPREMZEDELER İÇİN ÜCRETSİZ AÇILMALI”

İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin ortak açıklamasında talepler birlikte şöyle sıraladı:

“- Başta hükümet, üniversite rektörlükleri, YÖK ve tekmil yetkililer tarafından alınan bu karar tağyir edilmeli.

Bütün olanaklar, depremin yarattığı yıkımı genişlik uzuv azaltmak amacıyla kullanılmalı ve karşı karşıya eğitimin başlaması için yekpare şerait hazırlanmalı.

Kamu ve özel konaklama alanları, depremzedeler amacıyla ücretsiz açılmalı.

Üniversite yönetimlerinin depremden etkilenen tamam öğrenciler üzere ruh bilimsel destek hizmetlerini hızlı ulaşılabilir ve ücretsiz şekilde sağlamalı; sadme vb. alanlarda uzmanlaşmış kol alımları yapılmalı.”

Share: